Bir Kedinin Gözünden Distopya, Stray

Geride bırakmak üzere olduğumuz bu yılın belki de en dikkat çekici oyunu, gayet mütevazi imkanlarla üretilen Stray’di. 2022 yılında küçük çaplı bir stüdyo olan BlueTwelve tarafından üretilen Stray piyasaya sürüldüğünde dikkat çekileceği biliniyordu ancak yıl itibariyle zirveye oturacağı hatta kült oyun serisi God Of War ya da Elden Ring’in sıralamalardaki yerinin üstüne çıkacağını kimse beklemiyordu.

 

 

Oyun o kadar popüler oldu ki uzun zaman boyunca satışlarda zirveyi bırakmadı. Sırf böyle bir açığı görüp skora çevirebilmesi ve ileride suyu çıkacak kadar bol pisili oyun furyasının işaret fişeğini ateşlediği için bile Fransız BlueTwelve stüdyosunu tebrik etmek gerekiyor. İnsanların yalnızlığına reçete olarak kedilere ayrı bir anlam yüklendiği şu dönemde Stray, tam da ihtiyaca cevap veren bir girişim olmuş.

Peki Stray gerçekten iyi bir oyun mu, yoksa insanların kedi aşkının çok başarılı bir şekilde paraya dönüştürülmesi girişimi mi? Hadi bunu biraz değerlendirelim… (Not: Bu kısım spoiler içerebilir)

 

Distopyanın Ortasında Bir Kedi

Oyun yağmurlu bir günün ardından günlük rutinini yaşayan 4 kediyle başlıyor ve bu kediler arasındaki sarman cinsi bir kediyi, oyunun sonuna kadar kontrol edeceğimizi görüyoruz. Oyunun dinamiklerine alışmaya başlarken, aniden ana karakterimizin yolu arkadaşlarından ayrı düşüyor ve beklenmedik bir şekilde kendimizi bir yeraltı şehrinin girişinde buluveriyoruz. İlerledikçe farkına varıyoruz ki, insanlar yaşanan bir felaketin sonrasında yeraltı şehirlerine çekilmişler ve kendi iradelerini bir sonraki zamana taşıyabilmek için robotlar üretmişler. Daha sonra birçok sebepten ötürü insanoğlunun kaderi son bulmuş ve geriye sadece kendilerine benzeyen robotlar kalmış.

 

 

Biz bütün bu karmaşanın içinde yolunu bulmaya çalışan, şaşkın bir kedi olarak, çevremizde olup bitenlere şahitlik ediyoruz. Tanıştığımız her robotun neredeyse bir hikayesi var ve onların konuşmalarını bize rehber olan B12 adındaki Drone aracılığı ile anlayabiliyoruz. Tanıştığımız bu gizemli drone oyun boyunca bizim hem sadık yoldaşımız hem de bu evrendeki gözümüz kulağımız oluyor. İlerleyişimiz sırasında karşılaştığımız robotlardan bilgi topluyor, tekrar dış dünyaya gitmenin yolunu araştırıyoruz. Elbette dış dünyaya açılmayı arzu eden robotlar kadar bunun imkansız olduğunu düşünen hatta bizi engellemeye çalışan robotlarla da rastlıyoruz.

B12

 

Oyundaki tehdit unsuru ise robotları ve yaşayan yaşamayan her türlü varlığı hedef alan parazitler. Bu parazitler, zamanında yeraltı şehrindeki çöp sorununun giderilmesi için insanoğlu tarafından üretilmiş daha sonra kontrolden çıkmış ve bir yerden sonra robotların şehirden adım bile atamamasına neden olmuşlar. Gerçeği ararken aynı zamanda bu zararlı varlıklardan da uzak durmak gerekiyor.

Oyunun oynanış bakımından basit mekanikleri barındırdığı söylenebilir. Koşabiliyor, belirli yerlere zıplayabiliyor ve boyutumuz sayesinde pek çok yere girip çıkabiliyoruz. Bu hareket kabiliyeti de gerçeği ararken robotların bizden istediği pek çok şeyi yapabilmemize olanak tanıyor. Bu durum oyun sonuna kadar devam ediyor ve mekanikler bir yerden sonra kendini tekrar ediyor olsa da gerek bulmacalar gerekse de kurduğumuz diyalogların çeşitliliği sıkılmamamızı sağlıyor. Zaten oyun ortalama 5-6 saat sürdüğü için her şey kararında bırakılmış.

 

 

Tabi bir kedi olarak yeme içme ya da oyun oynama gibi seçeneklerimiz arttırılsaydı çok daha iyi olabilirdi. Bunun dışında çoğu hareket mekanik kalıyor ama sonuçta stüdyonun mütevazi imkanlarla böyle bir oyun geliştirdiğini düşününce, olumsuz taraflarını fazla göz önünde bulundurmamak gerektiğini düşünüyorum.

Diyaloglardan bahsedecek olursa, gerçekten üzerinde çalışılmış gibi görünüyor. Robotların bir yerden sonra nasıl insanlaştığını, nasıl insana has bencilliklere ya da düşüncelere sahip olduğunu görünce bu sizi gülümsetebildiği gibi düşünmeye de sevk edebiliyor. Gerçek dünyanda yaşayan insanlarla benzer olarak bu distopik evrende gördüğümüz robotlar da en başta topluluk oluşturup, gelişirken; ihanet, hırs hatta açgözlülük gibi duygularla hareket edip bölünmelerine şahitlik edebiliyoruz ve bana göre bu, oyunu ileriye taşıyan unsurlardan bir tanesi.

Benim için bir robotun ağzından şunu duymak çok ilginçti: “Ben dün bir kolumu yenisiyle değiştirmiş olsam, bugün de ayağımı değiştirsem, yarınki ben yine aynı robot olduğumu iddia edebilir miyim?” Bu aynı zamanda insanlar ortadan yok olsalar bile geride bıraktıkları makinelerin sorgulayıp, felsefe yapabileceklerini düşünmeye itiyor. Oyun bu açıdan da yine derinliğini ortaya koymuş.

 

 

Grafiklere ise beklentinizi aşırı tutmadığınızda tatmin edici olduğu söylenebilir, özellikle şehrin tasarımları oldukça gerçekçi.

Oyunu bitirip, 6 saatin sonuna geldiğinizde devam oyununun da gelebileceğinin sinyalini verdiğini görüyorsunuz. Bu kadar tutan bir projenin 2. oyununun çıkışı bizler için elbette sürpriz olmayacaktır.

 

 

Yukarda saydığım detaylardan ötürü oyunun “kedilerle ilgili olan bir oyun yapalım buradan da insanlara iteleriz” amacıyla tasarlanmadığını, öyle olsa bile ortaya çıkanın farklı bir iş olduğunu ve içerik açısında basit bir oyun olmadığını düşünüyorum. Puanlamam ise şu şekilde:

Hikaye: 9
Diyaloglar: 10
Grafik: 7,5
Oynanış: 8

Genel: 8

Bir sonraki değerlendirmede görüşmek üzere 🙂

                                                                                                

 

Related Posts

Gokusotsu Kraken (Manga) Türü: Aksiyon – Yetişkin – Dram – Fantastik – Harem – Seinen Yazar: Takahiro (タカヒロ) Çizer: Toru Kei Konusu: Kraken’in Gücü ile Sevek’in kadın hapishanesinin kraliçe yönetimi…

Just Pancake, her açıdan komik, muzip ve absürd bir seri. Öyle muzip bir seri ki kendi evreninde çok sayıda roman, oyun ve filme atıfta bulunabilmesi, serinin mizah yelpazesini oldukça geniş…

  Please Bully Me, Miss Villainess! Türü: Dram – Fantastik – Tarihi – Romantik – İsekai -Shoujo Ai Yazarlar: 刺猬猫阅读 & 赤色 Çizerler: 断s & 魔仙社 Konusu: Yvonne, asil bir…

Yorum

Raindrop Fansub